Adana Portakal Çiçeği Festivali 2 Gece 3 Gün Hopa - Rize -...

HOPA – RİZE – TRABZON – GİRESUN – ORDU – SAMSUN – GAZİANTEP

SEYİR TRAVEL olarak, Kültür Turları kapsamında, ülkemizin kültürel ve coğrafi zenginliklerini uzmanlaşmış personelimiz eşliğinde, değerli misafirlerimize tanıtmak amacı ile hazırlamış olduğumuz Portakal Çiçeği Festivali Turu kapsamında sizleri belirli noktalardan alarak Gaziantep’e doğru yola çıkıyoruz.

ANTEP – GAZİANTEP KALESİ – ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ – BAKIRCILAR ÇARŞISI – ALMACI PAZARI – OĞUZELİ MÜZESİ – EMİNE GÖĞÜŞ MUTFAK MÜZESİ – DÜLÜKBABA TABİAT PARKI

Sabah saatlerinde Gaziantep’e varışımızla birlikte, günümüze güzel bir başlangıç yapıyoruz. İlk olarak, yerel bir restoranda geleneksel Gaziantep kahvaltısını yapıyoruz. Kahvaltının ardından, gezimize Gaziantep Kalesi ile başlıyoruz. Gaziantep’in simgelerinden biri olan bu kale, şehrin tarihine ışık tutmakta ve muhteşem manzarasıyla ziyaretçileri büyülemektedir. Burada geçireceğimiz zaman, şehrin tarihini daha yakından tanımamıza yardımcı olacak. Sonrasında, dünyaca ünlü Zeugma Mozaik Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Burada, antik Zeugma kentinden çıkarılan muhteşem mozaik koleksiyonunu görme fırsatını bulacağız. Antik Roma dönemine ait eserler ve mozaikler hakkında bilgi alarak, tarih yolculuğuna devam edeceğiz. Öğle yemeği ( ekstra ) için yerel bir restorana geçiyoruz. Gaziantep mutfağının ünlü lezzetlerinden olan kebap, lahmacun veya beyran gibi yemekleri tadabiliriz. Öğleden sonra, geleneksel el sanatlarının sergilendiği Bakırcılar Çarşısı’na doğru yola çıkıyoruz. Burada, bakır ustalarının çalışmasını izleyebilir ve hediyelik eşyalar satın alabiliriz. Ardından, Gaziantep’in tarihi pazarlarından biri olan Almacı Pazarı’na geçiyoruz. Baharatlar, kuruyemişler ve yerel ürünler için harika bir alışveriş deneyimi yaşayacağız. Daha sonra ki durağımız ise Oğuzeli Müzesi, şehir merkezine yakın bir konumda yer alan bu müze, bölgenin tarihine ışık tutuyor. Ardından Gaziantep mutfağının zenginliğini sergileyen Emine Göğüş Mutfak Müzesi’ne gidiyoruz. Bu müze geleneksel yemek kültürünü ve yerel tarifleri keşfetmek için harika bir noktadır. Dülükbaba Tabiat Parkı’nda doğayla iç içe bir yürüyüş yaparak gün sonuna geliyoruz. Akşam yemeği ve konaklama için otelimize yerleşiyoruz.

ADANA – SABANCI MERKEZ CAMİİ – TAŞ KÖPRÜ – ULU CAMİİ VE KÜLLİYESİ – BÜYÜK SAAT KULESİ – BEBEKLİ KİLİSE – ATATÜRK EVİ – SİNEMA MÜZESİ – ESKİ ADANA EVLERİ – TEPEBAĞ MAHALLESİ – FESTİVAL ALANI

Sabah bölgeye varışımızla birlikte yapacağımız kahvaltımızın ardından Adana şehir turumuza ilk olarak 65 bin m2 üzerine kurulu 32 metre çaplı ana kubbesi ve 20.000 kişilik kapasitesi ile Orta Doğu’nun en büyük camisi Sabancı Merkez Camii’ni görüyoruz. Sonra ki durağımız Roma İmparatoru Hadrianus döneminde inşa edilen Taş Köprü, dünyanın hâlâ kullanılmakta olan en eski köprülerinden biridir. Seyhan Nehri üzerinde yer alan bu tarihi yapı, Adana’nın sembollerinden biridir ve geçmişten günümüze şehirde bir bağ kurar. Ardından Ulu Camii ve Külliyesi’yle devam ediyoruz 16. yüzyılda Ramazanoğulları Beyliği tarafından yaptırılan bu cami, Selçuklu, Memlük ve Osmanlı mimarisinden izler taşır. Külliye içerisinde medrese ve türbe de yer alır, taş işlemeciliği ise dikkat çeken detaylardandır. Daha sonra 1882 yılında yapılan ve 32 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en uzun saat kulesi olan Büyük Saat’i görüyoruz. Adana’nın kalbinde yer alır. Zamanın modernleşmesini simgeleyen bu yapı, kentin en önemli tarihî eserlerinden biridir. Gezilecek diğer noktalar ise, Bebekli Kilise: Saint Paul adına yaptırılan bu kilise, 1880’lerden beri ayakta duran bir İtalyan Katolik kilisesidir. İsmini, çatısında bulunan Meryem Ana heykelinden almıştır. Günümüzde hem ibadet hem de ziyaret amacıyla kullanılmaktadır. Atatürk Evi Müzesi: Atatürk’ün Adana ziyaretlerinde konakladığı bu konak, 1981 yılında müzeye dönüştürülmüştür. İçerisinde Atatürk’ün kişisel eşyaları, Nutuk’tan bölümler ve Kurtuluş Savaşı’na ait belgeler sergilenmektedir. Sinema Müzesi: Türk sinemasının önemli isimlerinden Yılmaz Güney, Şener Şen ve diğer Adanalı sanatçıların hatıralarını barındıran bu müze, nostaljik bir atmosfer sunar. Adana’nın sinema tarihindeki önemli yerini keşfetmek isteyenler için eşsiz bir durak. Tepebağ Mahallesi: Adana’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Tepebağ, Osmanlı dönemine ait evleri ve dar sokaklarıyla geçmişe yolculuk hissi yaşatır. Burada yürüyüş yaparken fotoğraf çekmek, zamanda bir yolculuğa çıkmış gibi hissettirir. Daha sonra Festival alanında yerlerimizi alıyoruz. Ünlü Rio Karnavalı gibi Tamamen sivil toplum kuruluşlar tarafından organize edilen ve bu niteliği ile Türkiye’nin ilk karnavalı niteliği taşıyan Portakal çiçeği kokan Ziya Paşa Bulvarındaki kortejde dans grupları, pandomimciler, sokak müzisyenleri ve ilginç kostümlü katılımcılarla son derece renkli ve keyifli Portakal çiçeği Karnavalı’nı izlemerken aynı zamanda fotoğraf çekimi, dans ve şarkılara da eşlik edebilirsiniz. Portakal Çiçeğinin en güzel koktuğu yerlerden Vali yolunda gece yürüyüşü yapıp Adana’nın Nişantaşı’sı olan Ziya paşa’ da ki kafelerde kahve ve çay içmek için serbest zaman veriyoruz. Vaktimizi tamamladıktan sonra günün yorgunluğunu atmak üzere Mersin’de ki otelimize doğru hareket ediyoruz.

MERSİN – KANLI DİVANE ANTİK KENTİ – NARLIKUYU – NARLIKUYU VE 3 GÜZELLER MOZAİĞİ – ZEUS TAPINAĞI –CENNET CEHENNEM OBRUKLARI – ASTIM MAĞARASI

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltımızın ardından Mersin’i keşfetmeye başlıyoruz. İlk olarak antik dönem ve Helenistik dönemin iç içe geçtiği Büyük İskender’in komutanlarından Selevkos‘un kurduğu uygarlık olan ve Selevkos’un izlerini süren Kanlı Divane Antik Kenti’ne varıyoruz. Burada göreceğimiz Kaya Kabartmaları, Kiliseler, Ölüm Kulesi ve Mezar Yapıları bölgede yer alan bu anıtsal yapılar, antik dönemlerin yaşam tarzını, inançlarını ve sanat anlayışını yansıtan eşsiz eserlerdir. Özellikle kaya kabartmaları, dönemin zanaatkârlığının ve dini inançlarının izlerini taşır. Ölüm Kulesi ve mezar yapıları ise, ölü gömme geleneklerini ve mimari ustalıkları sergiler. Ardından gezeceğimiz diğer noktalar sırasıyla; Silifke - Kız Kalesi: Silifke’ye doğru hareket ederek Akdeniz’in incisi Kız Kalesi’ne ulaşıyoruz. Sahilde yer alan dış kale, tarih boyunca bölgenin savunma hattı olarak kullanılmıştır. Ardından, denizin ortasındaki meşhur Kız Kalesi’ni panoramik olarak fotoğraflıyoruz. 12. yüzyılda inşa edilen bu kale, hem mitolojik hikayeleri hem de görkemli manzarasıyla büyüleyicidir. Narlıkuyu ve 3 Güzeller Mozaiği: Mitolojik bir kasaba olan Narlıkuyu, deniz kenarında yer alan huzurlu bir yerleşimdir. Burada bizi tarihin büyüleyici kalıntılarından biri olan 3 Güzeller Mozaiği karşılıyor. Bu mozaik, antik Roma dönemine ait ve Yunan mitolojisinin güzellik tanrıçalarını temsil eder. Tarihin ve sanatın bu eşsiz birleşimi, ziyaretçileri büyülemeye devam ediyor. Yörük Kültürü ve Akdeniz Manzarası, Narlıkuyu’nun üst taraflarına çıkarak, Yörük kültürüne ait izlerle karşılaşıyoruz. Burada, doğanın güzelliklerini izlerken eşsiz Akdeniz manzarası eşliğinde öğle yemeği (ekstra) için mola veriyoruz. Bu bölge, tarih ve doğayı bir arada sunan bir atmosfer sunar. Zeus

Tapınağı: Helenistik dönemde inşa edilmiş bu tapınak, tanrıların kralı Zeus’a adanmıştır. Tapınak, görkemli sütunlarıyla antik dönemlerin dini ve mimari mirasını yansıtır. Cennet-Cehennem Obrukları: Doğal yollarla oluşmuş bu iki devasa çöküntü, mitolojik hikayelerle de ünlüdür. Cennet Obruğu, kolay iniş yapılabilen bir yapıya sahipken, Cehennem Obruğu derin ve ürkütücü bir yapısıyla dikkat çeker. Dilek Mağarası (Astım Mağarası): Sarkıt ve dikitleriyle ünlü bu mağara, hem görsel bir şölen sunar hem de astım gibi rahatsızlıkları olanların şifa bulmak amacıyla ziyaret ettiği bir yerdir. Mağaranın mistik atmosferi, ziyaretçilere huzur verir. Burada ki ziyaretimiz sonrası dönüş yolculuğu için aracımıza yerleşiyoruz. Yol boyu vereceğimiz molalar ve araç içi ikramlar eşliğinde sabah saatlerinde Samsun’a varıyoruz ve siz değerli misafirlerimizi aldığımız noktalara güvenle bırakarak bir sonraki SEYİR TRAVEL organizasyonunda görüşmek üzere vedalaşıyoruz.